27 Haziran 2019 Perşembe

iklimin ölümü

Benim hüzünlü sevgilimdi, öldüren iklimleri
Sonrasında kırık bir aynadan dönen bendim
yüzüme. Yetiştirdiğim ağaçlar ve beni yetiştiren
dağın eteklerindeki sulu, tatlı meyveler:
Kimisini rüzgarıyla kırdı gövdesinden 
Kimisini sarstı, yaprakları düştü solarak ellerimden.
Otları, çimenleri kuruttu ve bastı üstlerine. 
Dökülen bendim, üstümdeki örtüyle batmaktayım hâlâ.
Benim hüzünlü sevgilimdi, inandıran yalanları 
gerçeklere. Öncesi güzel yüzleri anlamazdım, sözleri 
bilmezdim, anlatısını sessizliğin, kulaklarımda duyumsamasını.
Ancak kendimin yarattığı dünyada tadabildim tutsaklığını 
hayallerimin duygularıma. Ancak böyle tutsak olabilirdim 
tam olarak duygularıma. Ama önemi yok, ama önemi yok, 
benim payıma düşen izlemekti bataklığa batışını mektubun,
içe çekilişi aynı zamanda şimşeklerimin, günün sabahında
uykunun. Ölüm uzun mu,  yaşam mı kısa? Tilkiler dolaşıyor aklımda 
ve kuyrukları bağlı. Gecenin unutulmaya yakın yerinde: 
Küçük beyaz bulut, yabancı yerimden tut beni
dünyaya götür. Benim hüzünlü sevgilimdi,
saatleri yolan günden, saçlarını koparan ve yalnız, 
elini uzatıp boşluğu tutan, kıraç toprağa bakıp yeşerten
düşünde. Denizi k u r u i d i yüzünde ağlamaktan. Bir 
gecenin iki gölgesi, elimden alınamaz artık yaşadıklarım.
Sonunda buldum sonbahar güllerini, ararken vadilerinde.

Ölen bendim iklimlerle—