Sonrasında kırık bir aynadan dönen bendim
yüzüme. Yetiştirdiğim ağaçlar ve beni yetiştiren
dağın eteklerindeki sulu, tatlı meyveler:
Kimisini rüzgarıyla kırdı gövdesinden
Kimisini sarstı, yaprakları düştü solarak ellerimden.
Otları, çimenleri kuruttu ve bastı üstlerine.
Dökülen bendim, üstümdeki örtüyle batmaktayım hâlâ.
Otları, çimenleri kuruttu ve bastı üstlerine.
Dökülen bendim, üstümdeki örtüyle batmaktayım hâlâ.
Benim hüzünlü sevgilimdi, inandıran yalanları
gerçeklere. Öncesi güzel yüzleri anlamazdım, sözleri
bilmezdim, anlatısını sessizliğin, kulaklarımda duyumsamasını.
Ancak kendimin yarattığı dünyada tadabildim tutsaklığını
hayallerimin duygularıma. Ancak böyle tutsak olabilirdim
hayallerimin duygularıma. Ancak böyle tutsak olabilirdim
tam olarak duygularıma. Ama önemi yok, ama önemi yok,
benim payıma düşen izlemekti bataklığa batışını mektubun,
içe çekilişi aynı zamanda şimşeklerimin, günün sabahında
uykunun. Ölüm uzun mu, yaşam mı kısa? Tilkiler dolaşıyor aklımda
ve kuyrukları bağlı. Gecenin unutulmaya yakın yerinde:
Küçük beyaz bulut, yabancı yerimden tut beni
dünyaya götür. Benim hüzünlü sevgilimdi,
saatleri yolan günden, saçlarını koparan ve yalnız,
elini uzatıp boşluğu tutan, kıraç toprağa bakıp yeşerten
düşünde. Denizi k u r u i d i yüzünde ağlamaktan. Bir
gecenin iki gölgesi, elimden alınamaz artık yaşadıklarım.
Sonunda buldum sonbahar güllerini, ararken vadilerinde.
Ölen bendim iklimlerle—
gecenin iki gölgesi, elimden alınamaz artık yaşadıklarım.
Sonunda buldum sonbahar güllerini, ararken vadilerinde.
Ölen bendim iklimlerle—