5 Ocak 2019 Cumartesi

icarus

Zihin: (Asra yemin olsun ki ölümden sonra da sürecek,
Aşağılanmış oldum dünyaya gelerek.

Asra yemin olsun ki unutmayacağım 
Boynuma değen bıçağın hesabını soracağım.)

I. Dönüş bu öze, benliğe doğru.
Sadece benim duyabildiğim sesler
her gece yanıma gelip bunları anlatır.
Belki bir sanrı, belki ölünün ağzından bir ses:
             -Yoktur hiçbir faydası çağrının, 
             insan dediğin, elbette bir kaya parçası:
             düşecektir!-

Kır dallarımı, örsele gövdemi kusursuz
bir biçimde. Suyun içindeki ceylan anlar ancak beni.
Zaten durgun bir bakıştım yüzlerde.
Kör dişlerim mi korkuttu seni
Yoksa neden atıldım bu kayboluşa öylece?

II. Ruha vurulan zincir
git gide sönen hayat ışığı içimde.

III. Ateş miydi beni yakan, yoksa ateşi düşünmek mi?
Reddedebilir miyim ziyan oluşu zamanın içinde?
Ben ki bu kayboluşun içinde bir yerde, adınla bir ağıt:
Duvarların içinde kaldı sesim.
Yaşamak değildi, değildi: sadece bir kabulleniş!
Dört mevsim seslendi bana, sesleri yabancı.
-Yapma! İcarus, İcarus
Dünya dönendir yalnızca, senin yanında. 
Bırakma kendini boşluğun dolgunluğuna
Gülümseyerek kesme: izleriyle sanrıların,
yaşamın şah damarını. 
İcarus, İcarus! Güneş senin ve bekler seni. Yağmur yağsa da evine,
Kuş tüyü düşecektir sabahında. Seni harekete geçirmeyen duygular
senin değildir anla!-

IV. Böyle yankılandı sesim duvarda: İcarus!

V. Sudan kelepçelere bağlı ve 
hazırım!
Göster bana kara kuşların kanatlarını,
ölçüsüz bir süzülüşle.