-cihan'a-
elimde paslı kanatan çivisiyle sımsıkı
kabus gibi bir hayatın
zamanlarını araladım
dehlize kapatılmış prensin ağıdını aralıyor,
yaşamamışlığım
"bir eve girdiğinde ilk
kapının yerini öğrenirsin."
"bir eve girdiğinde ilk
kapının yerini öğrenirsin."
perdeleri yıpranmış
kararmış örtüleri ortası oyuk koltukları
tunçtan kalbe kilit vurur gibi göz kapakları
acıdan yapılmış yatağı
boşluğa dayanan merdiveni yıpranmış
kurşun dökülmüş ayaklarımla durdum
kahrolsun birbirini kıra kıra ilerleyen insanlık!
dört bir yanı
dağılmış kalbimi
çocukların dokunabileceği yere sakladım
neden bir sallanan sandalye
sallanan sandalye gibi köşede durup durmadan ses çıkartır
alışamamışlığım?
boğucu, tutuk,
ve yutkunulmaz hüznüyle.