65. somutlaştırma
merhaba bayım. size bazı gecelerden bahsetmek istiyorum, pastel renkli zencefil kokan gecelerden, biraz biraz da ıhlamur. öyle zamanlarda bazı anlar oluyor ki oturduğunuz tekli koltuk içe çökmüş de birazdan sizi yutacakmış gibi hissediyorsunuz, odanın kemik rengi tavanı birazdan üstünüze yıkılacakmış gibi. bakın bayım, bazı zamanlar bu özlem o kadar somutlaşıyor ki, boğazımda bir düğüm gibi hissediyorum bu şeyi. sonra bazı zamanlar bu yalnızlık, öyle somutlaşıyor ki karşıma alıp konuşuyorum kendi yalnızlığımla. evet, dokunabileceğim bir vaziyete gelmesinden korkuyorum bayım. düşünmek bile istemezsiniz, düşüncesi bile korkunç. siz özlediğiniz birine dokunamazken, onun özlemine dokunabilmeniz çok can yakardı doğrusu!
66. çapraz ölüş
''şşt... baksana! buradayım evet, tam karşında. beni buradan aşağı atabilir misin?''
''çıldırmışsın sen, neden yapayım bunu?''
''hayır, hayır. daha delirmedim. yük olmam sana, tek istediğim buradan aşağı at beni. yük olmam zaten 62 kiloyum, bir kuş kadar kalbim var. yorulmazsın bile. lütfen, yalvarıyorum sana. sadece it beni, gerisini ben hallederim.''
''saçmalama, neden kendin yapamıyorsun bunu, ben sana dokunmam bile!''
''hayır, hayır... anlamıyorsun. cesaretim yok buna, gözlerimden anlayabilirsin bunu. bütün sorumluluğun bende olduğuna dair bir kağıt imzalarım. mirasımı sana bırakırım hem, pek bir şey yok ama. at beni buradan, zaten kaçıncı kattayız ki, uzun sürmez yere düşmem. iyilik yapmış olursun. tanrı seni korur böylece. beni özgür bırakır mısın artık?!''
''tanrı birini öldürdüğüm için mi beni koruyacakmış? hah-ha. gülerim buna ancak. istiyorsan kendini kendin at. dediğim gibi, dokunmam sana.''
''hey, sana diyorum. tanrı korur elbette. bir insanın son isteğini yerine getiriyorsun, cezalandıracak değil ya. gitme! sana diyorum, bak bana, hayır yüzüme bak. göreceksin, beni buradan atman gerek. şimdi geri gidip bir paket sigara ve ekmek almaya devam edemem. hiçbir şey olmuyormuş ve her şey yolundaymış gibi davranamam. yavaş yavaş uykuya dalar gibi gitmektense, hayatıma hızlı ve çabuk atılan makas darbesi sonucu bu filmin dışında kalmayı yeğlerim. atacak mısın, bir yaprak gibi savrulurum, ben düşene kadar gitmiş olursun.''
''hayır dedim, anlamıyor musun? şimdi gidiyorum. ve bana seslenmeye çalışma bile.''
dedi. ve gitti adam. karşı taraftaki arabasına bindi ve duvar kenarına doğru sürdü. duvara çarptı, bir kısmını yıktı ve arabasıyla birlikte ondördüncü kattaki otoparktan kendini boşluğa bıraktı. diğer adam ise koştu, onun arkasından baktı, bir köşede oturdu ağladı. sonra kalktı markete uğradı bir paket sigara aldı, ekmek aldı. evine gitti, her şey yolundaymış gibi ''yaşadı.''