4 Haziran 2017 Pazar

57. güvercinler, ısırgan otları

yangınlar
turuncu geceyi aydınlatan
alevler içindesin
dört yanında ahlar
dört yanında vurulanlar
yeşile 
bir orman gibi
yeşile çalardı gözlerin

vermişim başımı çoban yastığına
tepemde cehennem sıcağı
uzanmışsın bir nehir yatağına
ve ben
gölgesinde bir ağacın
kuşları izlerim
keklikleri

karanlığın uyuttuğu ırmaklar arasında
yalın ayak koşup gelmişim sana
közlenmiş
dağlanmış yaram
sıyırır kabuğunu
akacak kan damarda durmaz
akar sımsıcak
akar yangınlar gibi 
sana dökülür 

uzanırım boylu boyunca
yanımda patlar silahlar
çapraz tüfekler kırılır
bir nehiri taşırım üstümde
baharı getirirsin memleketime
kırlangıçları 
karanfilleri
ve ben
umudun rüzgarlarını taşırım 
bir yerden bir yere

hangisiyle seslensem sana
devrim mi desem bahar mı 
devrim desem
ağzımı yakan bir ah dökülür
içimden, en içimden bir ah
zencefiller, firavunlar devrilir
özgürlükçü olurum 
bahar desem
güvercinler, ısırgan otları
saban sarısı
anamın ak sütü babamın alnının teri
tepede cehennem sıcağı

çatlamış susuz
uçsuz bucaksız 
kurumuş
toprağa dokunursun
nehirler patlak verir 
ve ben 
yıllarca bekledim
kaç kıştır baharı beklerim

gel artık
yokluğun
çiçeksiz baharlara benziyor