25 Kasım 2019 Pazartesi

Тоска 3


ibrahim öldü dedim, kendi kendime. bir öğleden sonraydı, gözlerim boş bir bardağa takıldı. ibrahim öldü, boğazına geçirirken annesinin yıkadığı güzel kokan bir kazağı. az çürümüştü, ama böylesini çok görmüştü. açığa çıkmayı bekliyordu biliyorum, kanımızdaydı oysa, titriyordu. su her zaman sakin ve duruydu, korkutan ise ne kadar derin olduğu/idi. sol elimi bu savaşta kaybetmiştim, bir su kenarında, karanlığa kaptırdım, o elimle yazıyorum bu satırları. ibrahim öldü, size neden sabahları gördüğü gökyüzünü anlatmaya koyuldu? ibrahim öldü, dolu gözleri kurudu. ibrahim, elinde bıçak, bekledi, bekledi, bekledi. sonunda kendini buldu. titredi, titredi. bir boş sokakta yankılandı sesim, boş vadileri dolaştı rüzgarla, kimilerinde anlam buldu: 


Çağırılmışızdır, kılı kırk yaran
bir mutsuzluğa. Ötesine değil. 

Yazgıdır bu:
Bir kılıç— kendini keser
önce, yaralamak için
başkalarını.

Hiçbir şeye dokunmadan
alaşağı ettim her şeyi, kaçmak mı?
Kaçmak değil——

Her yerden gitmek isteği
yiyor— beynimi
usul usul
bir güve gibi.