ve döküyorlar üstüme ürkekliği,
ellerinde çekiç ve kalıpla dövüyorlar bedenimi
ışıltısıyla kaplıyorlar, çaresizliğin.
bu dizeler de ürküyor!
bu dizeler,
bronz renginden konutta
bağıran ve bıçaklayan isteklerini
bir düşün sesine benziyor!
-tıpkı benim gibi-
ama sus, doyumsuz karıncalar adi
koşup yapışacaklar etime
uyandırma onları yalvarırım. acı çekmeye gücüm yok şimdi
ağlayan insanlar var içimde,
nasıl da doluyorlar gözlerime
ilk defa görüyorum bu silik rengi
bulaşan ellerime yangısıyla hatıradan;
biliyorum!
ses değilim ki ben
söylediklerim yankılanmayacak kulaklarınızda
bu korku yer etmeyecek hafızalarda:
uzuvlarımdan herhangi biri
kopup gitse hiçbir şey değişmeyecek gibi
kullanmıyorum içimdeki boşluktan başka
h i ç b i r ş e y i.
