8 Ağustos 2017 Salı


129. cosmopolitan

titreyen mumun aleviyim
sabahları gök kıpkırmızı görünür, bu fırtınanın habercisidir. bir boğuk uyandım bardaklardaki su bulanık dışarısı bulanık. hayat alacaklı gibi çalıyor kapımı. buğulu bir camın arkasından ipliksi gülüşlerimi izliyorum ha koptu ha kopacak. neden bütün görüntüler, hızlı geçen saatler, hızlı adımlar, boş sokaklar bir duygu yankesicisi gibi bekliyor beni en karanlık gecemin ortasında? dört duvarımın penceresinin farklı bir duvara bakması kadar hayat elçisizim. kağıttan gemiler yapıp okyanusa bırakıyorum. neden boğazımda,
aşkın, varoluşun iki boyutlu kıskacı? 

hırçın dalgalarıyla aşkın boş sandalyelerini çekiyorum

omzumun üstünden iki defa baktım
en derindesin, 
en derinimde! nerede olduğunu bile unuttum

titreyen mumun dumanıyım
etrafımda küçük buzlar var ve rüzgar kuzeydoğudan esiyor, bu fırtınanın habercisidir. soğuk, bıçak kadar keskin rüzgarlar ortasında basınçlı su gibi dışarı çıkmaya çalışıyor damarlarımdaki kırmızılık. kemikten kolyemsi ölümü boynumda taşıyorum. eylemsizim, kar kıtaları ardında kalan bulutsuzluğum. neden, bardağa dolu tarafından bakmaya çalışırken boğuldum!?

omzumun üstünden iki defa baktım
en derindesin,
en derinimde! nerede olduğunu bile unuttum