2 Ağustos 2017 Çarşamba

128. solaris

savruluyorum, kendi kırılgan benliğimin içinde. diz kapaklarımı kırıyorum açığa çıkabilmek için, kimdi o tanıdık gelen yabancı? bilindik bir yüz sanki bin yıl öncesinden, bilindik bir ses, bilindik bir göz açısı. kimdi o yabancı gelen tanıdık? geç saatte ışıkları kapalı, uğursuz bir ev gibi. ben miydim o ayaza çalan çoğunluğun arasında, ben mi? hâlâ aranır dururum bir köşe başında kendime rastlarım diye. 

anlamak bir suyun taşlarla birlikte akışını ve zincirli bir günışığı mahzeninde beklemek. kozmik duygularımızı kaybettik. -yüzünü görebiliyor musun baktığının yüksek uçurumların derin sandığın suların bulanık mı maskelerinizi görebiliyorum yüzünüzü asla!- yakınsamalar aslında tutuk düşler. zannediyor musun eskimiş bir hayatın yeniden yaşanabileceğini, -insanlardan kaçıp insansılarla karşılaşıp insansılardan insanca bir şeyler beklemeyi- merdiven arkasına gizlenen çocuk dedi, kimdi o yabancı giden tanıdık? arkasında bir galaksiyi bırakıp tüylü burun kıvıran nefes alışlarıyla uygun adımlarla giden. yabancısınız, yabancı! alışamadım dünyaya. saklanıyorum, kendi kanatsız benliğimin içinde. diz kapaklarımı kapatıyorum kaçabilmek için, kimdi o yabancılaşan tanıdık?