anlamak bir suyun taşlarla birlikte akışını ve zincirli bir günışığı mahzeninde beklemek. kozmik duygularımızı kaybettik. -yüzünü görebiliyor musun baktığının yüksek uçurumların derin sandığın suların bulanık mı maskelerinizi görebiliyorum yüzünüzü asla!- yakınsamalar aslında tutuk düşler. zannediyor musun eskimiş bir hayatın yeniden yaşanabileceğini, -insanlardan kaçıp insansılarla karşılaşıp insansılardan insanca bir şeyler beklemeyi- merdiven arkasına gizlenen çocuk dedi, kimdi o yabancı giden tanıdık? arkasında bir galaksiyi bırakıp tüylü burun kıvıran nefes alışlarıyla uygun adımlarla giden. yabancısınız, yabancı! alışamadım dünyaya. saklanıyorum, kendi kanatsız benliğimin içinde. diz kapaklarımı kapatıyorum kaçabilmek için, kimdi o yabancılaşan tanıdık?
