29 Ocak 2017 Pazar

16. z raporu

I- DALINDA KURUMUŞ MEYVELER

acı çekmek büyütürmüş insanı
öyleyse fazlası çürütmez mi insanı

televizyonu açıyorum
bir iki kanal çevirip kapatıyorum
iki kere iki dört eder -bu da nerden geldi aklıma-
insanı insana bölümü yalnızlıktır diyorum
kalkıp pencereye giderken
hatırlıyorum
göreceli uzaklık kavramını kavrıyorum
o kadar uzaktan içini ısıtanlar var
hatırlıyorum

II- MONOTON
içeri geçip çayın altını kapatıyorum
boş bir bardak bulup içine yalnızlığımı dolduruyorum
taşıp dökülüyor etrafa, aldırmıyorum
doldurmaya devam ediyorum
-bu nasıl bir aldırışsızlık-

artık her şeyi normal'miş gibi
bir kenardan oturup izliyorum
düşüşümü ya da gidişini
bir eskicinin simitçi diye bağırması kadar normal karşılıyorum

üç metrekarelik bir odada
ben ve muhabbet kuşum Martha
ikimiz de sığamıyoruz oraya
kuş uçmak istiyor gariptir ki bende uçmak istiyorum
hâlâ o masada oturuyorum
penceremde gökyüzü
voltamda adımlarımda sana gelirmişçesine bir heyecan

III- SIZI

susuyorum kimseye anlatmıyorum
anlasınlar istemiyorum
anlamak yorar insanı
ben yorulmaktan da yoruldum
dizlerimin üstüne düşmekten yorulduğum kadar

seni izliyorum
arada bir durup dağılan saçını düzeltiyorsun
denizde dalga olmak istiyorsun
oysa kaldırım kenarında oturmuş sigara içiyorsun
eskimeyen şarkıları bile eskitebilecek bir güzelliğin var
masamda duran boş kağıt
bir iki kalem
bir fotoğraf, bir karanfil
masamda duran bir parça gökyüzü
dışarıyı merak etmekle geçiyor ömrüm
insan neden kendine yetemiyor

hiçbir şeye ihtiyacım yok
hem zaten iki kişi yeterli bir çoğunluktur
demokrasi değil bu
kalbime devrim yapıyorsun!