21 Mart 2022 Pazartesi

I Have Dreamed of You so Much by Robert Desnos
I have dreamed of you so much that you are no longer real.
Is there still time for me to reach your breathing body, to kiss your mouth and make
your dear voice come alive again?

I have dreamed of you so much that my arms, grown used to being crossed on my 
chest as I hugged your shadow, would perhaps not bend to the shape of your body.
For faced with the real form of what has haunted me and governed me for so many 
days and years, I would surely become a shadow.

O scales of feeling.

I have dreamed of you so much that surely there is no more time for me to wake up. 
I sleep on my feet prey to all the forms of life and love, and you, the only one who 
counts for me today, I can no more touch your face and lips than touch the lips and 
face of some passerby.

I have dreamed of you so much, have walked so much, talked so much, slept so much 
with your phantom, that perhaps the only thing left for me is to become a phantom 
among phantoms, a shadow a hundred times more shadow than the shadow the 
moves and goes on moving, brightly, over the sundial of your life
.

10 Mart 2022 Perşembe

Ariadne


bu nasıl bir iptir ki; hem apaçık umut, hem de çirkin kokulu bir korku. bu nasıl bir düğümdür ki; hem gordion'dan beter, hem de gözler önünde durur çözümü. görememek mi asıl bilmece, yoksa nereye gittiğini ancak vardığında bilmek mi? bu nasıl bir muharebedir ki; vuran da benim, vurulan da. ölen de benim öldüren de. 

gözlerim mi açıldı, yeri mi şimdi. siyah yelkenler görüyorum denizlerde. simsiyah bulutların altında. görünmeyecek mi güneş, benim güneşim bu muydu yoksa? 

bu ip bitmeyecek mi artık! ne uzunmuş bambaşka yerlere geldim, bambaşka bir şehir yıkık. tanımıyorum yüzleri, tanımıyorum kendimi. içimden dökülen içimde kalıyor. 

bu nasıl bir yitiriliştir, bütün zaferlerin arasında. nasıl da anlamsız şimdi geceler, gündüzler. geceler ki en şeninden daha şendi, gündüzler hele bir soytarının dilinden düşmüş şimdi. 

bu ip bitmeyecek belli, sözü beni sana getirmekti, bunca yaşlanış ve yaşanmışlıktan sıyrılarak. sözü zamanı durdurmaktı yanında. 

bu ip bitmeyecek belli, sana gelemiyor sözlerim artık. bu ip, belli ki beni bitirecek. 

başka yok, başka zaman geçilecek, başka yer görülecek, başka yol gidilecek. şimdi yerin neresidir, sözün kimedir, yüzün hangi aynadadır. yerin hangi altın denizlerinde, sözün hangi tanrıların kulaklarında, yüzün hangi mermerden oyulmuştur. 

kendim oydum gözlerimi, ip bitmedi. kendim ileri sürdüm gemileri, yol bitmedi. ev, neredeydi şimdi, kuzey neresi, güney veyahut doğu! elimde bir iple, sana gelişim; bitmedi, bitmedi, bitmedi. 

hangi insan güvenirmiş ipe, bir ipe güvenilir mi!

kapalıydı gözüm oymayı akıl edemeden önce; zaten başımı kaldırıp baktığımda, gördüğüm yabancıların da ötesi. 

nasıl bir ip buraya getirdi beni? karış karış gezeceğim simsiyah yelkenlerimle şimdi dünyayı, belki bir ömür geçecek. yıllar yılı dinlenerek ilerleyeceğim daima ileri. kendi tahtından kaçamaz kimse, kendi tahtımı bulacağım yine. madem uçurum var, olmak istediğim yerle olduğum yer arasında. kesilir belki de hayırsız ip, yerler eşitlenince. kesilir belki de, unutacağım ve bu güzellikler dolu yaşamı hatırlamayacağım da.

yitip gider zamanla, çürür. biliyorum ancak ben çürümeyeceğim. isterdim ki, sözü gibi beni sana getirsin. sözün gibi bir ev bulayım. 

fakat, hatırlamak da gerekli: evsizdim en başında. düğüm budur belki, yine en başındayım bütün o zamanların. en başın da başında; yine ben vardım, tek ve yalnızca. ip, yük oldu senin yokluğunda. ip yüktür şimdi, yaşanmışlığa. ip, kesilmeli ayna gibi bir bıçakla. ip, kesilmeli, en kısa zamanda. dönüş umudu, bitirir beni yoksa. üçüncü günün, karanlığın, kalbim pirüpak bir yara, ve kapanırken, burası, sığmaz beni ve ipi aynı anda. ip, kesilmeli, ariadne yoksa. 

kışı geçirdik uçsuz bucaksız karlar ve kavgalarla. şimdi bahar dediler, bahar doğum gibi gelecek. 

bir bahar yokmuş oysa, ariadne,siz theseus,a.