XI.
(do not lie to me, don't lie.
only truths
can you protect me
against me.)
olmadı, koruyamadın beni
buradayım, ve bak ellerim daha bir ağlamaklı
çok beklediğim yazgı gökten indi
büyüyorum, büyüyorum
ve beni gömmek için
daha büyük çukur kazman gerekecek
güven: cam çatlağı yürümesi
oysa herkes çakılmıştır kendi gölgesine
yer: imbat denizi
kim bu siren’in sesini kulağıma üfleyen?
donmuş, karakış, kırmızı...
bir yağmur gibi dökülüyorum
çoğu zaman bilmezler
yol, nereden kime nasıl dönecek, nereye gidecek.
bir tünel, bir tünel...
duy bu katran sesim
yüzüme bulaşan dünyaya katılma cesareti,
cebimde bir yaratık var, göğsümü döven kırçıl rüzgarlar
belki bir kuştum, belki bir çatlak
bil, oysa yolun nereye gittiği kadar yolun içinde olmak da
önemli!
belki de yorgun bir kağıttım
bunun için yırtıldım
LIV.
(and empty feelings,
and the sky cannot be innocent
when it is bleeding)
when it is bleeding)
sonu yazıyorum ve sonun ardından
küllerimden doğacağım, yanan bir kalp ve külden.
yerçekimine yenik ayrılıyorum dünyadan
ve ben çoğu ağacın çatırdayıp devrildiğini gördüm
beklemekten, beklerken ben.
kış sesleri, kış sesleri.
benim gök diye baktığım sensin
XCV.
kuralları bilirdim, mora çalan ve katı.
elinde tuttuğun ile göğsüne bastırdığın bir değil
arp sesleri, arp sesleri. siren'ler. iniyor gökten
nehir boyunca, nehir boynunda
şarap içerdik, ve altın oymalar gibi yunan efsanesi
aranızda bir benzeyişlik vardı onlarla.
karartılar: saatin kadran kırığı
prometheus ateşi benim için çaldı
bir tufan kopardım bir yaygara
sular çekiliyor, sular çekiliyor
balık iskeletleri çıkıyor ortaya
III.
(burning heart and ash.)
akrepler gömüyorum içime
nasıl oldu dolandım bu duygulara
bu kıvılcım, saman alevi.
kim izliyor beni?
hüzünlü kuşların ötüşü,
gökkubbe bir çekiç darbesiyle darmadağın. ardından kanatsız melek
gökkubbe bir çekiç darbesiyle darmadağın. ardından kanatsız melek
dünya: tanrının diş ağrısı
üstümde gönderilememiş bir mektup ağırlığı
unutma, unutma, umutlanma
ateş sadece ibrahim için çiçek!
tir.