I.
ışıksız bir sokağa gelmişim
yasal yasaklar koymuşlar önüme
beni
burdan kurtar
karşında duruyorum
yanına gelmek istesem
gelemiyorum
yanına gelsem her şey düzelecek
bir nehir yatağını bulacak
gelemiyorum
ağacın dallarının arasına sıkışmış bir uçurtma
gibiyim
beni burdan kurtar
kurtar
ki
birbirine değen iki dağın
eteklerinde
adını bile bilmediğim çiçekler açtığını
sana göstereyim
II.
nereye dönsem dört duvar
sırtımda bitmeyen yüküyle bir uzun yol
bu yükün altında çırpındıkça
uçmak istediğimi sanıyorlar
hüzünlü şarkılar var söylediğin
sana kavuşsam grinko valsi duracak
dünya duracak
sana rastlayıp seni fark edemeyenler var
senin ne denli büyük bir deprem olduğunu
hiçbir zaman
anlamayacaklar
III.
unutma
-giderken dönüp geleceğim diyenlere-
inanma
hiçbir şey göründüğü gibi değil
ortasında değiliz bu şiirin
hayatın içinde değiliz
çiçekler açıyor diye bahara inanma
papatya tarlaları mayınlarla dolu
güneşi görüyorsun diye
yağmurun ıslaklığını
unutma
yaşamak sadece nefes almak
değil.
aklından çıkarma
IV.
dışarıda siren sesi
buruk bir sessizlik
bir uğultu bir nefes
acılar var hissettiğim
hissetiğimiz..
beni burdan kurtar
beklenmedik gelen her şey gibi
beklenmedik gidişler de
dağıtır insanı
bir mayına basmış gibi
-gidişin.
V.
fakat bir sabah kalktığında bir insanı evin yerine koymuşsan, yerinde yeller estiğini göreceksin. içini avcunun içi gibi ezbere bildiğini düşünürsün. tabaklar nerede, anahtar nerede. koridoru ışıksız yürüyebilirsin. ve ayak bastığın her yerde çiçekler açabilir. bitmesin istediğinde bir şeyi, ya gitmesin. aklından çıkarma, gidecek olan aklından bile geçip gidebilir. insanlar ev değil, insanları ev yerine koyma. evler çekip gidemez ama insanlar elbette gidecektir.
insanlar
gider
rler...
ecekler...
VI.
kaplumbağa yolun karşısına geçmeye çalışır
bir hikaye böyle başlar
şlayacak...
şladı...
kimine göre yol uzun
kimine göre o yavaş
geçse her şey düzelecek
zaten her şey küçük bir adımla başlar
en büyük yenilginin
küçük bir gülüşle
başladığı gibi
VII.
ışıkları kapattım
-ışıkları kapattığım zaman-
her şey birbirine benzer
ve her şey sana
silahlar patlıyor nedensiz
biri yere düşüyor
beni burdan kurtar
sesinin olmadığı yerde ne işim var
beni burdan kurtar!
sarılıyorum kendime
ellerimle
ellerine...
sarsılıyorum
ve her şey yıkılmadan önce sarsılır zaten
VIII.
dünyaya birbirini gören iki pencereden bakıyorduk
ve sen perdeyi çektin
bir bakkaldan sigara almak
ve balkondan atlamamak istiyorum
atlarsam
düşündüğüm son şey
sen olacaksın
annem kızmıyor bana eskiden olsa kızardı
uyumuyorum, uyutmuyorsun
kalbimin ortasında bir vazo kırılıyor
faili meçhul bir aşka kurban gidiyor belli
kırıklığı yaratan sensin diyemem ama
kırılan benim
üst üste koymaya çalıştığım iki taş
ayağıma düşüyor
ağlamıyorum ağlasam duramam
sokağı dinliyorum ses yok
IX.
sessizce olur her şey
meselâ insan sessizce gider
-parmak uçlarından öpmek istediğin-
bir gece vakti herkes uyurken
parmak uçlarına basa basa çekip gider
sessizce çevirilir dolaplar
ve bilirsiniz
bir insan
bir
insanı
öldürebilir
sessizce
X.
sesinin olmadığı yer burası
burada ölüyor insanlar
ve burada kavga ediyorlar
bitmemiş ya da yarım kalmış ne varsa
burada başlıyor
tam
burada,
beni burdan kurtar demiştim
artık
kurtaramazsın
rmazsın...
rma.