sen üşüyorum dediğinde
üzerine kapılar örtmüşler hep
ve oturup ağlamışsın
dişlerini sıkmışsın
ağlama yerine ağlarım
hatta yerine de sevebilirim birbirimizi
göz göze geliyoruz ve mevsimler değişiyor
çiçekler mevsiminden önce açıyor
kuşlar floransa'ya göç ediyor
ben her sabah pencereden denizi izlemek istiyorum
karşımda duvar olsa da
ben sana çiçekler getiriyorum
vernem nidahen
hafif bir gülümseme yayılıyor yüzüne
mevsim değişiyor
bir çiçeği koparıp sana getirsem
ellerine değerse solmaz eminim
ve kuşlar omzunu yuva sanabilir
gülüşünü görünce
annemin sesini duyuyorum
babam suskun
mevsiminden önce açan çiçekler gibi yalnızım
ağlıyorum anne affet beni
kalbimin sesini kimseye duyuramıyorum
içimde sürekli dizleri üstüne düşen biri var
ve
durmadan elleri kanayan
kabuğuna sığmayan yara gibi
kalbim acıyor uyuyamıyorum
pencereden aşağı sarkmak ne büyük cesaret
hemen atlayasım geliyor bakma bana
korkma ben yüksekten korkarım
ama elimi tutarsan pencereden aşağı bakabilirim
ve elimi bırakırsan aşağı da atlayabilirim
-aldh yahsûl li âln'nar-
tanrım al bu ateşi gönlümden
ben ibrâhim değilim
sen üşüyorum dediğinde üzerine kapılar örtmüşler
ellerin soğuk nefesin soğuk yüzün soğuk
kalbinde bahar görmemiş bir kış
al bu ateşi
ısın
eğer bu ateş seni ısıtacaksa
yanmaya da razıyım