28 Aralık 2016 Çarşamba

11. vernem nidahen

sen üşüyorum dediğinde
üzerine kapılar örtmüşler hep
ve oturup ağlamışsın 
dişlerini sıkmışsın 
ağlama yerine ağlarım
hatta yerine de sevebilirim birbirimizi

göz göze geliyoruz ve mevsimler değişiyor

çiçekler mevsiminden önce açıyor
kuşlar floransa'ya göç ediyor
ben her sabah pencereden denizi izlemek istiyorum
karşımda duvar olsa da

ben sana çiçekler getiriyorum

vernem nidahen
hafif bir gülümseme yayılıyor yüzüne
mevsim değişiyor 

bir çiçeği koparıp sana getirsem 

ellerine değerse solmaz eminim
ve kuşlar omzunu yuva sanabilir
gülüşünü görünce
annemin sesini duyuyorum
babam suskun
mevsiminden önce açan çiçekler gibi yalnızım
ağlıyorum anne affet beni
kalbimin sesini kimseye duyuramıyorum

içimde sürekli dizleri üstüne düşen biri var

ve 
durmadan elleri kanayan
kabuğuna sığmayan yara gibi
kalbim acıyor uyuyamıyorum

pencereden aşağı sarkmak ne büyük cesaret

hemen atlayasım geliyor bakma bana
korkma ben yüksekten korkarım
ama elimi tutarsan pencereden aşağı bakabilirim
ve elimi bırakırsan aşağı da atlayabilirim

-aldh yahsûl li âln'nar-

tanrım al bu ateşi gönlümden
ben ibrâhim değilim

sen üşüyorum dediğinde üzerine kapılar örtmüşler
ellerin soğuk nefesin soğuk yüzün soğuk
kalbinde bahar görmemiş bir kış
al bu ateşi 
ısın
eğer bu ateş seni ısıtacaksa
yanmaya da razıyım